Saturday, May 23, 2020

COVID-19: BU YAZ TATİL YAPILABİLİR Mİ?

SAMSUN- COVİD-19 pandemisi nedeniyle her gün onlarca soru alıyorum. Bugünlerde de gelen soruların en başında bu yazın DONDURMA yiyebilecek miyiz? Denize girersek bir sorun yaşar mıyız? Havuzlarda ve tatlı su göllerinde yüzersek sorun yaşar mıyız soruları çok sık geliyor insanlarımızdan diyen Enfeksiyon Hastalıkları uzamanı Prof.Dr. Hakan Leblebicioğlu’ndan aşağıdaki sorulara yanıt aradık…
Yalama stok fotoğraflar | Depositphotos
Yaz aylarında sıcaklığın artması COVID-19’dan çıkış için bir avantaj olabilir mi?
Yaz aylarında sıcaklığın artması ile virüsün dış ortam şartlarında canlı kalma olasılığı azalacaktır. Havaların ısınması ile evlerdeki kalabalık ortam azalacak, pencerelerin açılmasıyla evler daha iyi havalandırılacaktır. Bununla birlikte COVID19 Avustralya, Afrika ülkeleri gibi sıcaklığın yüksek olduğu ülkelerde de salgına neden oldu bu nedenle sıcaklığın artması hastalığın sıklığının azalmasında tek başına bir faktör olarak görülmemelidir. Korunma önlemlerine uyulmaya devam edilmelidir.
Sokağa çıkma kısıtlamaları kalktıktan sonra korunma için neler yapmalıyız?
Hastalığın spesifik bir tedavisinin ve aşısının olmaması korunma önlemlerini daha önemli hale getirmektedir. En önemli korunma yolu sosyal mesafeyi korumak ve el yıkama/eldezenfektanı kullanımıdır. Ellerimizle ağıza, buruna yüze dokunmaktan kaçınmalıyız. Zorunlu olmadıkça kalabalık alanlardan uzak durulmalıdır.
Denize bu kez ısınmak için girdiler - Seyahat Haberleri
Havuzda veya denizde yüzülebilir mi?
Coronavirüs’ün kanalizasyon aracılığıyla nehir, göl ve denizlere taşınabilir. Havuz suyu standartlara uygun olarak klorlanır ise virüs bulaşmasında rolü olmayacaktır. Deniz suyunun hacmi ve tuz oranı değerlendirildiğinde de virüsün yaşaması için uygun bir ortam değildir. Şu ana kadar virüsün havuz, spa, hamam gibi ortamlardan bulaştığını gösteren bir çalışma mevcut değildir.
Asıl sorun havuz ve deniz kenarında ortak kullanılan alanlar ile ilgilidir. Sosyal mesafeye uyulmalıdır. Oturma alanları ve şezlonglar sosyal mesafeye uygun olarak yerleştirilmelidir.  Duş ve tuvaletlerin düzenli olarak temizliği yapılmalıdır. Kişisel hijyene dikkat edilmelidir. Kişisel havlu kullanılmalıdır. Otel ve pansiyonlarda sabun, duş jeli ve şampuan gibi temizlik maddeleri tek kullanımlık olmalıdır. Bir diğer yaklaşım ise yüzme sonrası havuz veya deniz kenarında dinlenmek, güneşlenmek yerine konaklama yerine dönmektir.
Bilinçsiz klima kullanımı ağrı yapıyor
Klima kullanımı Coronavirüs riskini artırır mı?
Aynı havayı devridaim yapan klimalar COVID19 açısından risklidir. COVID19 dışında bazı mantar ve bakterilerin örneğin Legionella bakterisinin bulaşma risk vardır. Klimaların düzenli bakımı yaptırılmalıdır. Hasta kişilerin yaşamadığı dışardan başka kişilerin girişini olmadığı evlerde klima COVIDD19 için risk oluşturmaz. Bununla birlikte toplu yaşam yerleri ve alışveriş merkezlerinde klima sistemleri içerdeki havayı alıp soğutup tekrar mekân içine veriyor ise (COVID19 bulaşmasında rol oynayabilir. Bu klimalar ortamdan aldığı virüs partiküllerini ortama verir ve daha uzak alanlara gitmesine ve havada asılı kalmasına neden olabilir. Toplu yaşam yerlerinde klimalar mümkün olduğu kadar virüsü tutan hepa filtreli olmalıdır. Bu ideal ortamı sağlamak her zaman mümkün olmayabilir. Alternatif olarak, içerdeki havayı alan ve dışardan temiz hava veren klima sistemleri kullanılabilir. Eğer klima sisteminde bu şekilde revizyon yapılamıyor ise toplu yaşam yerlerinde klima kullanılmamalıdır.
Otobüs, dolmuş, taksi, tramvay gibi toplu taşıma araçlarındaki klima sistemleri de virüsü ortama dağıtabilir. Benzer şekilde bu araçlarda da klima kullanımından kaçınılmalıdır.
Güncel Konserler | Güncel Konser Tanıtımları | Konser Reklamları
Yaz aylarında konserler olabilir mi?
COVID19’un tüm dünyadaki yayılım hızını değerlendirdiğimizde bu mümkün gözükmüyor. Konserle sosyal mesafenin olmadığı büyük kalabalıklar şeklinde gerçekleşmektedir. Bu durumda bulaş riskini artırmaktadır o nedenle yaz aylarında konserlerin, il ve ilçelerde yapılan festivallerin ve çayır güreşi gibi sportif faaliyetlerin yapılması mümkün görülmemektedir.
Süper Lig maçlarını statta izleyenlerin sayısı arttı - TRT Spor ...
Futbol, basketbol gibi seyircinin yoğun olduğu karşılaşmalar yapılabilir mi?
Kalabalık seyirci topluluklarını olduğu sportif faaliyetlerin yapılması COVI19’un bulaşma riskini artıracaktır. Bir yandan da yarıda kalan liglerin tamamlanması yönünde de çalışmalar yürütülmektedir. Bazı ülkelerde ligler tescillenerek risk sıfıra indirilmiştir. Riski azaltmak için bu maçların seyircisiz oynanması, sporcuların, teknik heyetin, hakemler gibi o spor alanı ile ilgili kişilerin öncelikle COVID yönünden taranması ve oyunlar sırasında dışarıyla teması olmaksızın (karantina) maçların kısa süre sonuçlandırılması düşünülebilir. Bununla birlikte bu maçların televizyondan ücretli yayınlanıyor olması nedeniyle toplu gruplar halinde izlenebileceği düşünüldüğünde, televizyon yayınının ücretiz hale getirilmesi riski azaltan bir önlem olarak düşünülebilir.
Yaz aylarında aileler piknik yapabilir mi?
Salgının azaldığı, R0 değerinin birin altına düştüğü zaman; küçük gruplar halinde, hastalık belirtisi göstermeyen kişilerin katılımı, sosyal mesafe, el yıkama ve maske kullanımına uyularak, toplu piknik alanları dışında sınırlı süreli piknik planlanabilir. Piknik sonrası atıklar kesinlikle piknik alanında bırakılmamalı, çöp poşetleri ile ağzı kapaklı çöp kovalarına atılmalıdır.

Friday, May 22, 2020


RAMAZAN BAYRAMI SONRASI KALABALIK ZİYARETLERDEN UZAK DURUN


Bayramda sokağa çıkma yasağı nedeniyle kalabalık bayram ziyaretlerinin olmayacağını vurgulayan Liv Hospital Samsun Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği’nden Prof.Dr.Hakan Leblebicioğlu, riski azaltmak için bayram sonrasında da bu ziyaretlerden uzak durulması gerektiğini söyledi.

Bayram ziyaretleri hakkında uyarılarda bulunan Liv Hospital Samsun Enfeksiyon Hastalıkları  Kliniği’nden Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, henüz tehlikenin geçmediğini vurgulayarak sosyal mesafe ve kalabalık akraba ziyaretleri konusundaki tedbirlerin azaltılmaması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu , “Kısıtlama nedeniyle yapılamayan bayram ziyaretleri bayramdan sonrası da yapılmamalıdır. Ramazan bayramında ülke genelinde sokağa çıkma kısıtlamasının olması nedeniyle ziyaretler de önemli ölçüde kısıtlanmış olacaktır. Bayram ziyaretlerinde çok fazla insan trafiğinin olması, öpüşme, sarılma gibi sosyal mesafe kuralını bozan davranışlar COVID-19 bulaşması için önemli risk oluşturmaktadır” dedi.
İkinci dalga riskine dikkat!
Kültürümüzde bayram sonrasında da bayram ziyaretleri ve kutlamaların devam ettiğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, kısıtlamalar bittiğinde oluşacak riske dikkat çekerek “Geçmiş bayramı kutlama alışkanlığından bu bayram sonrası vazgeçilmelidir. Salgın eğrisinde aşağıya doğru bir düşüş yaşanırken bu tür yaklaşımlar ikinci bir salgın riskini artıracaktır.  Bayramda ve sonrasında sosyal mesafeye uyulmalı, maske takılmalı, zorunlu olmadıkça toplu yaşam yerlerinde bulunulmamalıdır” şeklinde konuştu.

Friday, May 15, 2020

COVID19’DA R0 (TEMEL ÜREME KATSAYISI) DEĞERİ NEDEN ÖNEMLİ?

COVID19’da R0 Değeri

Temel üreme katsayısı (R0) bir hastanın etkeni kaç kişiye bulaştırabileceğinin göstergesidir. Hesaplamada dikkate alınan etkenler arasında, virüsün kuluçka ve bulaşıcılık süresi, bulaşma yolu ve bulaşma biçimi yer almaktadır.
Örneğin üreme katsayısı 4 ise bir hasta etkeni 4 kişiye bulaştırabilir, o 4 kişide bir başka 4 kişiye bulaştırarak, böylece 16 kişi daha enfekte olmuş olur. Bu örnekte de görüldüğü üzere R0 değeri ne kadar yüksek ise bulaştırıcılık o kadar fazla olacak ve salgın daha hızlı yayılacaktır.
R0=1 ise hastalığın hızı aynı şekilde devam edecek, ne artış ne de azalma görülecektir.
R0 değeri 1’in altına düştüğünde ise salgının yayılımı azalarak sönecektir.
R0 MERS salgınında 0.7, SARS’da 1.4-2.5, 1919 yılındaki grip pandemisinde 1.4-2.8,  domuz gribinde (H1N1)1.4-1.6 olarak hesaplanmıştır. Sağlık Bakanlığı tarafından COVID 19 için son açıklanan  R0 değeri 1.56’dır. Bu değere göre hasta olan her 100 kişi yeni 156 kişiyi enfekte etmektedir. İller arasında uygulanan önlem farklılıkları da Rdeğerinin iller arasında farklılık gösterdiğini düşündürmektedir. Daha önce açıklanan R0 değerlerine göre düşme görülmekle birlikte salgın devam etmektedir. Bu nedenle rehavete kapılmadan, korunma önlemlerine (el yıkama/el dezenfektanı kullanımı, sosyal mesafe, maske kullanımı ve evde kalma) uyulması gerekmektedir.

Saturday, April 4, 2020

Coronavirus enfeksiyonu ile ilgili vaka sayılarını ve ölüm oranlarını gösteren grafiklerle ülkeler karşılaştırılabilir mi?

Türkiye’de seyir İtalya gibi mi? Almanya’da neden ölüm oranları düşük? İngiltere’de vaka sayısı neden az? Güney Afrika bölgesinde neden az vaka var? En iyi önlemi Güney Kore mi aldı?
Neden tam bir karşılaştırma yapamıyoruz? 
Ülkelerde hastalığın ilk saptandığı günden sonra geçen zamana göre olgu sayısı ve ölüm oranlarını gösteren grafikler genel bir karşılaştırmaya yarıyor. Bununla birlikte enfeksiyon hızını etkileyen değişkenleri dikkate almaması nedeniyle bu grafikler ülkeler arasında tam bir karşılaştırma yapmak için yeterli değildir. Virüsün yayılma hızı, bulaş riski, ölüm oranları pek çok bağımsız değişkenden etkilenmektedir. Ülkedeki toplam popülasyon, popülasyonun yoğunluğu, yaş, cinsiyet dağılımı, kronik hastalık varlığı, kimlerle birlikte yaşadığı, yaşanılan ortam (apartman mı bireysel ev mi, büyüklüğü, oda sayısı v.d.), hijyen şartları, toplu taşıma araçlarını kullanma oranları, ülkenin sosyo-ekonomik yapısı, insanların salgına karşı davranışları ve inanışları, ülkenin coğrafik konumu (sıcak ve nem oranı)  gibi pek çok faktör olgu sayısını etkileyebilmektedir.
Ülkedeki temel sağlık koşulları, sağlık kaynaklarına ve tedaviye erişim, ülkenin sağlık sisteminin kapasitesi, yapılan toplam test sayısı, test yapma stratejisi ile salgının kontrolü için ülkede alınan önlemler ve kısıtlamalar (okulların, kafelerin, restoranların kapatılması, maçlar, kongreler ve fuarlar gibi büyük organizasyonların yasaklanması, ileri yaştakilere getirilen kısıtlamalar, seyahat kısıtlaması, sokağa çıkma yasağı) ile bu kısıtlamaların uygulanmaya konuş zamanını dikkate almamaktadır. Ülkelerin salgınla ilgili farklı raporlama standartları, test yapmada ve izlemde farklı yaklaşımları mevcuttur.
Bu bilgiler olmadan sadece oransal olarak karşılaştırma yapılır ama bu ülkede ki gidişatın diğerlerinden daha kötü olup olmadığını net bir biçimde ortaya koymaz. İstatistiksel olarak iki oran testi ile incelemenin ötesinde herhangi bir bilgi sunmayacaktır. Hepsi birbirinden ayrı özellik gösteren bu yaklaşımlar nedeniyle ülkelerin sadece enfeksiyon ve ölüm hızlarını birbiriyle karşılaştırmak yanıltıcı ve tehlikeli olabilir.
Yaş
Örneğin İtalya’da ölüm oranının yüksek olmasının bir nedeni toplam nüfusun %23’ünün yaşlılardan oluşmasıdır. İngiltere’de bu oran %18’dir. Türkiye’de ise yaşlı nüfus %9.1’dir. İtalya’da kesin COVID19 olgularının yaş ortalaması diğer ülkelere göre yüksektir. İtalya’da kesin tanı konmuş olguların %40’ından fazlası 70 yaş üzerindeyken Güney Kore’de bu oran %9’dur. Almanya’da ise olguların %19’u 60 yaş üzerindedir. Bu nedenle kaba enfeksiyon ve ölüm hızlarının karşılaştırılması yanıltıcı olacaktır.
Test sayısı
Ülkelerdeki vaka sayıları test stratejileri ile de ilgilidir. Güney Kore’de hekimin gerekli gördüğü herkes test edilirken aynı zamanda enfekte hastaların temaslıları da test edilmektedir.  İngiltere’de sadece hastanede tedavi edilecek hastalar test edilmektedir. Çok sayıda test yapılması doğrulanmış vaka sayısının artışına neden olurken, hastalığı hafif geçiren olgularında sayılması nedeniyle ölüm oranları daha düşük düzeye inecektir. Ayrıca genç insanların daha fazla test edilmesi de genel ölüm oranlarının düşmesine neden olacaktır. Bu nedenle ülkeler arasında kaba ölüm oranlarının karşılaştırılması da uygun değildir. Yaş gruplarına ve altta yatan hastalık durumuna göre ölüm oranları değerlendirilmelidir.
İngiltere örneğinde olduğu gibi az sayıda test yapılan ülkelerde hasta sayısının da az olması bu ülkelerde hastalığın az olduğunu göstermez ayrıca sadece yüksek riskli olan olgulara veya hastaneye yatanlara test yapılması halinde göreceli olarak bu ülkelerde ölüm oranları da yüksek olacaktır. Almanya’da grip benzeri semptomları olan ve son 14 gün içinde kanıtlanmış COVID19 olgusu ile temas eden veya yüksek riskli bir bölgeye seyahat eden herkes test edilmektedir. Almanya’da uygulanan test stratejisi ülkemizde uygulanan test stratejisine benzerlik göstermektedir ama test sayısı fazladır, hastalığı hafif seyreden kişilerde vaka sayısına dâhildir.
Salgının hızla yayılması da ülkelerin test yapma kapasitesini azaltabilir, teste erişim ve testin sonuçlanma süresi uzayabilir, bu durum da salgının kontrolünü güçleştirebilir.
Salgın zamanı
Salgın zamanı hastalığın seyrini etkileyen önemli bir faktördür. İtalya ve benzeri ülkelerde ilk vakaların önceden fark edilmemiş olması muhtemeldir ve virüs fark edilmeden yayılmış olabilir.
Sağlık sistemi
Sağlık siteminin yapısı ve kalitesi, olgu sayısının artışı, ölüm oranları ve salgının kontrolünde önemlidir. Sağlık sistemi bir bütün olarak ne kadar iyi hazırlanırsa daha fazla hayat kurtarılabilir. Bu noktada yoğun bakım yataklarının sayısı, sağlık çalışanları için yeterli koruyucu ekipman (maske (tıbbi ve N95), eldiven, gözlük, yüz siperliği, önlük) ve sağlık personelinin salgın açısından eğitimi son derece önemlidir.
Modelleme
Modelleme için açıklayıcı değişkenlere ihtiyaç duyulur. Covid-19 ile tüm dünya ilk kez karşı karşıya geldi ve belirsizlikler çok fazla. Tüm bu belirsizlikler sadece bir iki tane tanı testi sayısı, günlük vaka sayısı ya da ölü sayısı ile tahmin edilebilecek gibi değil. Uluslararası bir veri tabanı sayesinde tüm test sonucu pozitif çıkan vakaların demografik özelliklerinden, biyokimyasal laboratuvar sonuçlarına ve görüntü işleme tekniği ile radyolojik incelemelere kadar tüm değerlerin sisteme kaydediliyor olması gerekir. Tüm bu veriler kayıt altına alındığında sağ kalım süreleri, risk faktörleri gibi pek çok istatistiksel değerlendirmeler yapılabilecek konuma gelir.
Sonuç olarak farklı ülkeleri karşılaştıracak tek bir ölçüm yoktur ve kabaca grafiklerin karşılaştırılması yanıltıcı olacaktır. Bu karşılaştırmalara dayanarak enfeksiyon ve ölüm hızlarının olduğundan yüksek olarak kabul edilmesi paniğe neden olabilirken, asıl durumun aksine düşük olarak değerlendirilmesi, uygulanan salgın yönetimi ve kontrolünün başarılı olduğunu düşündürerek yalancı bir güven hissi oluşturabilir ve salgın kontrolünde zafiyet yaşanabilir. Ülkeleri karşılaştırmak yerine deneyimlerine bakarak faydalanmak daha yararlı olacaktır.
Bu salgından nasıl kurtulabiliriz?
Yaşam biçimimizi değiştirmemiz gerekiyor. Zorunlu olmadıkça evden çıkılmamalıdır. Karantinada olan kişiler kesinlikle karantina kurallarına uymalıdır. Toplu yaşam yerlerinde sosyal mesafeye dikkat edilmelidir. Ateş, öksürük şikâyeti olanlar maske takmalıdır. El yıkamak hastalığın bulaşmasını önleyen en önemli yöntemlerden birisidir. Devlet tarafından belirlenmiş kısıtlamalara (65 yaş üzeri ve ek hastalığı olan kişilerin, 20 yaşından küçüklerin sokağa çıkmaması, seyahat kısıtlaması) titizlikle uyulması gerekmektedir. Toplum kurallara uymaya ikna edilmeli; rol model insanlar ve yöneticilerin kurallara uyumda davranışları izlenen kişiler olduğu unutulmamalıdır. Sınırlamalar gecikmeksizin uygulandığında vaka sayılarının düşmesi beklenir. Test sayısının artırılması, hastaların izole edilmesi, temaslıların saptanarak karantinaya alınması salgının yayılımını azaltacaktır. Her enfekte kişinin bulaştırdığı kişi sayısı önlemlerin başarısını gösteren önemli bir ölçüttür.

Saturday, March 28, 2020

Eldivenler ile Coronavirus Nasıl Bulaşır?

🧤 Yeni koronavirüs salgını yayılırken, korunma amacıyla toplumda tek kullanımlık eldiven kullanımı da yaygınlaşmaktadır.
🧤 Eldiven kullanımı da maske kullanımı gibi sahte bir güvenlik hissi vermektedir.
🧤 Tek kullanımlık eldivenlerin, uygun kullanıldığında tıbbi ortamlarda yararı olurken, günlük yaşamda o kadar etkili olması beklenmez. 
🧤 Lateks eldivenler çok dayanıklı değildir ve günlük yaşamdaki aktiviteler için tasarlanmamıştır, bu nedenle kolaylıkla yırtılabilirler.
🧤 Sürekli eldiven kullanmanın ikinci bir deri gibi görev yapacağını unutmamak gerekir.
🧤 Eldivenlerin öksüren veya hapşıran kişilerin çevreye saçtığı virüsleri toplama potansiyeli vardır. Daha sonra eldiven ile yüze ve göze temas edilmesi enfeksiyonun bulaşma riskini artırır.
🧤 Paketli ürünler, market arabaları, para ya da kredi kartlarımız da birer virüs taşıyıcılığı açısından risk oluşturabilir. Eldivenler virüsün bulaşmasını kolaylaştırır.
🧤 Çalışma ortamlarında eldiven kullanılması, ortak kullanılan telefon, evrak, kalem gibi materyallere eldiven ile temas edilmesi, kapı kollarının, tırabzanın tutulması ile virüsler ve diğer mikroplar eldivenler aracılığıyla kolaylıkla başka insanlara bulaşabilir.
🧤 Elleri düzenli olarak sabun ve su ile yıkamak veya el dezenfektanı kullanmak virüslere karşı en etkili savunma yollarından birisidir. Eller su ve sabunla en az 20 saniye ovularak yıkanmalıdır.
🧤 El yıkama imkanı olmayan durumlarda eldezenfektanı kullanılabilir.
** Fotoğraf çekimleri için mahallemizin bakkalına teşekkür ederim.
Hakan Leblebicioglu

Friday, March 20, 2020



AFYON POSTASI GAZETESİ MERHABA


Afyon Postasının Değerli Okurları;
Hepinizi bu şehrin yetiştirdiği insanlardan biri olarak ilk köşe yazımda sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Afyon Postası Gazetesi benim için sadece Afyon’un iç sesi olarak, ilkeli yayıncılık anlayışıyla bizlere ulaşan bir yayın organı değil, sokaklarında çocukluğumun geçtiği doğduğum, ailemin hala içerisinde yaşadığı memleketimin bir parçası.
Sahip olduğum en değerli varlıklarımdan biri olan ve hayatımın her aşamasında kendisiyle gurur duyduğum, örnek aldığım Sevgili babam Ali Galip Leblebicioğlu’nun da yıllardır gazetecilik alanında farklı yayın kuruluşlarında emek verdiğini sizlerle köşe yazılarıyla, yazdığı kitaplarıyla   buluştuğunu çoğunuz biliyorsunuz.
Hal böyle olunca her ne kadar hekim olarak sizlerle sağlık konusunda yazılarımla buluşmam istensede yüzlerce bilimsel yazısı olan biri olarak, biraz zorlandım bu ilk satırlarımda.
Bütün babalar evlatlarına değerlidir muhakkak ki.
Benim babamda bana…
Kardeşim Murathan Afyon’da ortopedi alanında, bense Samsun’da enfeksiyon alanında hekimlik görevini yerine getiriyoruz.Tıp dünyasına iki evlat yetiştirmiş bir babanın evladı olarak bugün ki ilk köşe yazımı babama atıfta bulunmak istiyorum.
Onun çalışkanlığı, üretkenliği, farklı bakış açısı ve yorumları başarılarımızın en temel çimentolarını oluşturuyor…
Hayat adımlarımıza bu kadar sağlam temeller atan babam başta olmak üzere Afyon Postası Gazetesi Ailesine ve siz değerli okurlarımıza Merhaba diyorum.
Branşım ile ilgili sizlerle burada merak ettiğiniz birçok konuda en doğru bilgileri paylaşmaya çalışacağım.
Sağlıklı günlerde hep birlikte buluşmak dileğiyle.
Kalın sağlıcakla…
Prof.Dr.Hakan Leblebicioğlu

Thursday, March 19, 2020

Panik salgından daha hızlı yayılıyor!

Tarihte görülen salgınların korkutucu yanları ve zombi filmlerinin yaşamdan kopuk hikayeleri ile virüsler, bilinçaltında bir korku kaynağıdır. Bunlara bir de birbirinden kopyalanmış, yazılar, videoların Whatsapp, Twitter, Facebook, bloglar aracılığıyla paylaşılmasına görsel ve yazılı medyadaki bilgi kirliliği de eklenince panik hızla yayılmaktadır. Tüm bu mecralarda yer alan kişisel görüşler, deneyimler, yanlış ve yanıltıcı bilgiler halkı paniğe sevk etmektedir. 
Korku salgından daha hızlı yayılmaktadır. Basın nadir görülen durumlara daha fazla yer verme eğilimindedir ve dramatik olaylar ve haberler de insanların daha fazla ilgisini çekmektedir.
Salgı sırasında krizi yönetmek için medya ile sıkı bir iş birliği gerekmektedir. Burada anahtar kelime sıkı ve şeffaf iletişimdir. Gazeteciler, blog yazarları, bilim insanları ve sosyal medya kullanıcıları da doğrulanmamış bilgileri yayınlamaktan ve paylaşmaktan kaçınmalıdır. Öte yandan sosyal medya hem doğru bilginin hem de yanlış bilginin bir arada bulunduğu belirsiz bir alanı oluşturmaktadır. Sosyal medyada okuduğumuz bilgilerini veya videoların doğruluğu mutlaka sorgulamalıyız, paylaşmadan önce geçerli ve güvenilir kaynaklardan gelip gelmediğini kontrol etmeliyiz.
Coronavirus enfeksiyonu nedeniyle televizyonlarda yapılan programlara konunun uzmanı olmayan kişilerin davet edilmesi ve internette buldukları bilimsel bir kanıta dayanmayan bilgilerle uzmanı olmadıkları konularda abartılı konuşmaları da paniğin yayılmasına neden olmaktadır. Aslı korunma önlemlerini dışlayan, Türklerin genetik olarak korunduğu, kelle paça, sirke gibi yiyeceklere odaklanılması da yalancı güven hissini körükleyen durumlardır.
Bu dönemde odaklanılması gereken asıl konu salgından nasıl korunacağımız, hangi önlemleri ülke ve kişi olarak alacağımızdır.
Coronavirus salgının önlenmesi için Sağlık Bakanlığını önerdiği 14 kurala uyulmalıdır.
Alınacak basit kişisel önlemler hastalığın bulaşmasını ve yayılmasını azaltabilecektir. Özellikle el yıkama, el dezenfektanı kullanımı, öksürürken ağzın tek kullanımlık mendil ile kapatılması, sosyal mesafenin korunarak (1 metre), kişilerle yakın temastan, el sıkışmaktan, sarılmaktan kaçınılması başlıca önlemlerdir.
Gerekmedikçe toplu yaşam yerlerinde bulunulmamalı ve evden çıkılmamalıdır.
Toplumda hastalıktan korunmak amacıyla maske kullanılmasına, eldiven takılmasına gerek bulunmamaktadır. Maske ve eldiven kullanımı yalancı güven hissi vermekte ve bulaşmayı da artırma potansiyeli bulunmaktadır.

Tuesday, March 17, 2020

Maske takmalı mıyız, maske kullanımı sırasında yapılan en sık hatalar nelerdir?

😷 Hasta olan kişilerin başkalarına virüsü bulaştırmamak için tıbbi maske takması önerilir.
😷 Gereksiz maske kullanımı israfa neden olup, gerçekten maskeye ihtiyacı olanların bulamamasına neden olmaktadır.
😷 Tıbbi maske takıldığında ağzı ve burnu kapatmalıdır.
😷 Islanan, koruyucu özelliğini kaybeden maskeler kullanılmamalıdır.
😷 Maskenin kullanım sırasında ağız burun bölgesinden boyuna kaydırılması bulaştırıcılığı artıracaktır.
😷 Maskenin ön yüzüne el ile dokunulmamalıdır. Eğer dokunulursa eller yıkanmalıdır.
😷 Maske dış yüzüne dokunmadan telli kısmından tutularak çıkartılmalıdır.
😷 Tıbbi maskeler tek kullanımlıktır, çıkarıldıktan sonra tekrar kullanılmamalıdır.
😷 Maske kullanıldıktan sonra kapaklı çöp kovasına atılmalı, eller yıkanmalıdır.

Coronavirus’dan korunmak için eldiven kullanmalı mıyız?

🧤 Yeni koronavirüs salgını yayılırken, korunma amacıyla toplumda tek kullanımlık eldiven kullanımı da yaygınlaşmaktadır.
🧤 Eldiven kullanımı da maske kullanımı gibi sahte bir güvenlik hissi vermektedir.
🧤 Tek kullanımlık eldivenlerin, uygun kullanıldığında tıbbi ortamlarda yararı olurken, günlük yaşamda o kadar etkili olması beklenmez. 
🧤 Lateks eldivenler çok dayanıklı değildir ve günlük yaşamdaki aktiviteler için tasarlanmamıştır, bu nedenle kolaylıkla yırtılabilirler.
🧤 Sürekli eldiven kullanmanın ikinci bir deri gibi görev yapacağını unutmamak gerekir.
🧤 Eldivenlerin öksüren veya hapşıran kişilerin çevreye saçtığı virüsleri toplama potansiyeli vardır. Daha sonra eldiven ile yüze ve göze temas edilmesi enfeksiyonun bulaşma riskini artırır.
🧤 Özellikle çalışma ortamlarında eldiven kullanılması, ortak kullanılan telefon, evrak, kalem gibi materyallere eldiven ile temas edilmesi, kapı kollarının, tırabzanın tutulması ile virüsler ve diğer mikroplar eldivenler aracılığıyla kolaylıkla başka insanlara bulaşabilir.
🧤Elleri düzenli olarak sabun ve su ile yıkamak veya el dezenfektanı kullanmak virüslere karşı en etkili savunma yollarından birisidir. Eller su ve sabunla en az 20 saniye ovularak yıkanmalıdır.

Sunday, March 15, 2020

Kronik Hepatit B veya Hepatit C hastaları için Coronavirus (COVID-19) riskleri nelerdir?

Kronik viral hepatit, dünya çapında önemli bir hastalık yükünü temsil etmektedir. Bu yüksek yük göz önüne alındığında, COVID-19’lu hastalarda altta yatan karaciğer koşullarının karaciğer hasarını nasıl etkilediği titizlikle değerlendirilmelidir. Bununla birlikte, COVID-19 vaka çalışmalarında önceden mevcut karaciğer koşullarının kesin nedeni ana hatlarıyla açıklanmamıştır ve mevcut karaciğer hastalığı ile COVID-19 arasındaki etkileşim tam olarak bilinmemektedir. Altta yatan karaciğer hastalığı olan kişiler COVID-19 enfeksiyonuna daha duyarlı olabilirler. Bu hastalarda COVID-19 gibi ikincil enfeksiyonlar daha ağır seyredebilir.

Kronik Hepatit B veya Hepatit C mevcut ise kendinizi korumak için ne yapabilirsiniz?

* Son altı ayda doktor kontrolü yaptırmadıysanız, doktorunuz ile görüşerek sağlık kontrolünün gerekip gerekmediğinin belirlenmesinde yarar vardır. 
* Hepatite yönelik tedavi alıyorsanız ilaçlarınızı aksatmadan kullanın.
* Elleriniz su ve sabunla sık sık yıkayın.
* Elinizi yüzünüze götürmekten kaçının.
* Öksüren aksıran insanlarla yakın temastan kaçının. Sosyal mesafeyi (1 metre) koruyun.
* Yurtdışında yeni dönmüş kişileri ziyaret etmeyin.
* Özellikle son zamanlarda yurtdışına seyahat etmiş bir kişi ile temasınız olduysa mutlaka doktorunuza danışın.
* Mümkün olduğunca toplu yaşam yerlerinden, kalabalık ortamlardan uzak durun.
* Gereksiz seyahatlerden kaçının.
* Öksürürken tek kullanımlık mendil kullanın, yoksa kolunuza öksürün.
* Öksürük, gibi solunum şikayetleriniz var ise hastalığı başkasına bulaştırmamak için tıbbi maske kullanın.
* Eğer ateş, öksürük gibi solunum şikâyetleriniz olursa mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurun.

COVID-19: BU YAZ TATİL YAPILABİLİR Mİ? SAMSUN- COVİD-19 pandemisi nedeniyle her gün onlarca soru alıyorum. Bugünlerde de gelen sorular...